-
Kız Fatma ve Kurtuluş Savaşı
1893-1979 Yirmi beş yaşlarında güçlü kuvvetli bir kızdır. Urfa eşraflarından Güllüzade Abdi efendinin kızı, on ikilerden Güllüzade Osman Efendi’nin yeğenidir. Kurtuluş savaşının gizli kahramanıdır. Urfa’yı terk etmek isteyen ailelerin gitmelerine yaptığı dokunaklı konuşmalarla engel olmuş. Çetelere gidecek olan yiyecek, içecek ve ekmeklerini yapma işini ailesi ile birlikte üstlenmiş toplanan cephaneliği düşmana kaptırmamak için kendi eliyle bin bir zorlukla çetelere ulaştırmıştır. Cesur olduğu kadar çalışkanlığıyla da öne çıkmış kahraman bir Türk kadınıdır. Ey aziz ve kahraman şehitlerimiz kabriniz nur mekânınız cennet olsun. Bu millet sizleri her zaman rahmet ve minnetle anacaktı
-
Cinnet Hattı- Dazzling
Yayın Tarihi: 22.08.2020
ISBN: 9786050614565
Baskı Sayısı: 1. Baskı
Dil: TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 110
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
Boyut: 13.5 x 19.5 cm -
Kanunsuz Şehir
Ürün Özellikleri- Basım Yılı:2020
- Baskı:1
- Sayfa Sayısı:112
- Kağıt Türü:İthal Kağıt
- Ebat:13,5 x 19,5
- Dil:Türkçe
- Cilt Durumu:Karton Kapak
- ISBN:6050614558
Ürün KategorileriBarkod- 9786050614558
-
Vasiyet
“Evlat, ağlama ve dinle vasiyetimi. Yıllar önce benden alınanı geri almalısın. Evet,
zamanı geldi artık, senin olanı git ve al. Hemen Kuzey Kıbrıs'a gitmeli ve orada Yavuz Hasan
amcanı bulmalısın, o sana her şeyi anlatacak. Bir de seni nasıl sevdiğimi…”
Babasının solmuş yüzünde zorla kıpırdayan dudaklarından dökülen son cümlelerdi
bunlar. Yaşadığı bu ayrılık ne kadar zor ve acıysa yeniden bir araya gelmek de bir o kadar
imkansızdı artık.…
“Her şey yolunda gidecek, kimsenin odaya gelmesine müsaade etmem, rahat ol ama
elini de çabuk tut. Son bir şey daha… Trafiğin soldan aktığını unutma. Başına bir iş gelsin
istemiyorum.”
Deniz onun her söylediğini anladığını gösterecek şekilde kafasını sallıyor ama yine de
cevap veremiyordu.
Murat Deniz’e sarılıp “Sana güveniyorum.” diye fısıldadı ve odadan ayrıldı. O andan
sonra Deniz için zaman bir türlü geçmek bilmedi. Telefonunu önüne koyup kendisine bir
kahve yaptı. Odada gezindi, tekrar tekrar yanına aldıklarını kontrol etti, saçlarını açıp en az üç
defa tekrar topladı, elleri terliyor diye defalarca ellerini yıkadı, birkaç dakikada bir telefonunu
kontrol etti. Balkona çıkıp açık havada derin derin nefes aldı. Sonunda mesaj geldiğinde
Deniz üçüncü kahvesini içiyordu. Saat gece yarısını yeni geçmişti. -
Neden İnanıyorum
Pek çok müslüman inanır; fakat neye inandığını, neden inandığını bilmez, kanıt aramaya dahi gerek duymaz. Oysa ki, insan yaratılışı gereğince araştırmak, sorgulamak ve inancına kanıt aramak zorundadır. Müslümanların çoğunun dogmatik olması, kanıta gerek duymaması ve en önemlisi neden inandıklarını bilmiyor olmaları sebebiyle bugün gençler arasında dinsizlik oldukça yayılmaya başladı. Bu yüzden her şeyden önce, bir yaratıcının varlığını ve Kur’an’ın o yaratıcıya ait bir kitap olduğunu neden kabul ettiğimizi bilmemiz ve kanıt bulmamız gerekiyor. Bu kitapta, yaratıcının varlığına dair kanıtlar, kur’an’ın yaratıcı sözü olduğuna dair kanıtlar, ateizm’in itirazları ve argümanları, kur’an’a yönelik bir takım eleştirilere cevaplar bulunmaktadır. Artık dogmatik olmayı bırakıp kanıta dayanarak inanmak zorundayız. Aksi halde var oluşunun asıl amacını unutarak ahiretini kaybetmiş bir nesil yayılmaya devam edecektir…
-
Vatan Hikayesi (Arapça)
Vatan hikayesi kitabı
Bu kitap suriye devriminde meydana gelen gerçek olayları ele alıyor Coğrafya ve kişiler bakımından birbirinden farklı yetmiş üç olay içeriyor Şehit , tutsak ve göçmen kapsayan bu acı hikayeleri yaşayanların anlatımına göre bir kitapta toplanmıştır . Gerçek hikayelerden esinlenilerek yazarı tarafından kaleme alınmıştır -
Yağmura Uçan Kelebek
HADİCE DEMİR
Bahar, altı çocuklu ailenin son çocuğuydu. On dört yaşına kadar kardeşleriyle ve köydeki arkadaşlarıyla diğer yaşıtları gibi hem okuyup, hem de çocukluğunun neşeli yıllarını sonsuza dek sürecekmişçesine, kaderine yazılan ağır yüklerden bihaber yaşıyordu. O gökkuşağına benzer rengârenk hayatını değiştiren, değiştirmek zorunda bırakılan, ani bastıran dolu yağmurlarından kaçamamıştı. Kadere yazılan yaşanmak zorundadır. Buluta yük olan yağmadan bahar gelmez. Fakat bu yağan yağmurlar Bahar’ı getiren değil, solduran dolular olmuştu. Sonunu düşünmeyen bir kahraman çocuk gelinin, hem kendine hem çocuklarına bahşettiği anneliğin hiçe sayılışının, kaçamadığı dolunun, kadınlık, insanlık gururunun, dalları gibi kırılışının ve sonuncusunu çatlamış elleriyle pamuklara ektiği filizin ona bir Kardelen olup, toprağın altında kalan soğancığıyla hayatındaki yaralara, iltihaplara son umut merhem oluşunun hikayesi.