-
-
Aşk-ı Sükut
Diliminden dökülemeyenler yüreğime sığmaz oldu ve taştı hoyratça her bir kelime şiir defterime. Kaybetme korkusuyla gösteremediğim sevgimi öyle cesurca yazdım ki belki bir gün okursun diye. Onca sevdamıza dahil ayrılıklarımızda vuslatı düşledim bunu anlatmak istedim her dizede . Sevdanın hasreti de güzeldir. Cemal Süreyya’nın dediği gibi “ Uzaktan sevmediyseniz birini, hiç sevdim demeyin” .
-
Mutluluk Gezegeni
Ülkesinde savaş olduğu için okula gidemeyen Ayben her gece ağlar. Bir gece evlerinin balkonunda bir beyaz ışık görür. Korkarak balkona çıkan Ayben karşısında dev bir robot görür. O robot, onu Jüpiter gezegeninde CALLİSTO ilkokuluna kaydettiğini söyler. Ayben o okula gitmek ister ama bir şartla kimseye bir şeyden bahsetmemesi gerekir. Her şeyi kabul eden Ayben hayalindeki okula bir robotla her gece herkes uyurken gider. Ve macera başlar.
-
-
-
Minnet
Kendi başlarına yaralarını saramayan yedi insan.
Yedi arayış hikayesi, yedi travma
ve hepsinin yollarının kesiştiği nokta,
Terapist Murat Bey -
HAYALET ŞATO Kayıp Gezegen
Lili ve Pi Cadı Mary’nin lanetiyle Kayıp Gezegen’de gözlerini açtılar. Zaman tünelinden geçip buraya varan ikili buradan kurtulmayı nasıl başaracaktı? Artemis diyarı kurtulacak mı? Lili ve Pi’nin Macera dolu dünyasına davetlisiniz.
-
HAYALET ŞATO Mühür Adası
Pencereye yansıyan şatonun sabah başka diyarlara yolculuğa çıktığını tesadüfen öğrenen Lili, bu gizemli şatonun peşine düşer. Artemis diyarının koruyucuları olmaya yemin içen dostlar Hayalet Şato’nun gizemini çözmek için fantastik yolculuğa çıkarlar. Toprak Diyarının en kutsal iksirinden içtikten sonra savaş başlayacaktır. Tüm gizem Kayıp Mühür’de saklı!
-
Kabak Çekirdeği
YAŞINIZ KAÇ OLURSA OLSUN, BİR AVUÇ KABAK ÇEKİRDEĞİ İLE İÇİNİZDE Kİ O ÇOCUĞA YOLCULUK YAPABİLİRSİNİZ. HEPİMİZİN KALBİNDE UNUTAMADIĞI KOKULAR VARDIR. KALBİNDEKİ KOKU İLE YOLCULUĞA BAŞLA.
-
-
-
Kaçıncı Uykumun Özetisin
Aziz Bozkurt
Ürün Özellikleri
Basım Yılı:2020
Baskı:1
Sayfa Sayısı:112
Kağıt Türü:İthal Kağıt
Ebat:13,5 x 21
Dil:Türkçe
Cilt Durumu:Karton Kapak -
Derdi Olanlar Tekkesi
Derdi Olanlar Tekkesi
Bazen her şey ters dönebilir, hayatınız tepetaklak olup sizi alaşağı edebilir. İşte o vakit sabredin, hayat sabredip beklediklerimiz değil midir?
İçinde bulunduğunuz kriz anını yönetmeyi bilin, yüreğinizdeki güce yani kendinize inanın ama bunu sadece kendi istediğiniz için yapın. İnsanlar size “güçlü kadın!” ya da “güçlü adam!” dediği için değil siz öyle hissettiğiniz için, kendinize inandığınız için…
Derdi olanlar tekkesi geçmişe veda, geleceğe umut, içinde bulunduğumuz zamana şükür ve tebessüm edebilen gönüllerin öyküleri…
Nilay Şirin, Derdi Olanlar Tekkesi’nde o çok büyüttüğümüz dertlerimizi bambaşka bir çerçeveden, kaybedilen zamanın pişmanlık çizgisinden sunuyor bizlere. Şimdi oturun en güzel köşenize, afili bir çay söyleyin kendinize, gözyaşı karışmış tebessümler ile bir de bizim taraftan bakın bakalım dertlerinize.Bir mucize olur belki kim bilir?
-
Yıkık Şehrin Şarkısı
Bir şehrin sokakları, binlerce karşılaşmanın yeri olsa da bazı karşılaşmalar ilahi adaletin yumruğudur. Zaman bazılarının aleyhine işlemeye devam ediyor… Necdet ve adamları Peyami’nin annesiyle Ankara’ya gittiklerinin sabahında toplanmış olanları konuşuyordu. Burası karanlık bir mahzendi. Şehirden uzak ve son derece pis kokan bir yer. İçlerinden biri laf attı. -Necdet Ağabey, bu infaz ne zaman gerçekleşecek?
-
Vasiyet
“Evlat, ağlama ve dinle vasiyetimi. Yıllar önce benden alınanı geri almalısın. Evet,
zamanı geldi artık, senin olanı git ve al. Hemen Kuzey Kıbrıs'a gitmeli ve orada Yavuz Hasan
amcanı bulmalısın, o sana her şeyi anlatacak. Bir de seni nasıl sevdiğimi…”
Babasının solmuş yüzünde zorla kıpırdayan dudaklarından dökülen son cümlelerdi
bunlar. Yaşadığı bu ayrılık ne kadar zor ve acıysa yeniden bir araya gelmek de bir o kadar
imkansızdı artık.…
“Her şey yolunda gidecek, kimsenin odaya gelmesine müsaade etmem, rahat ol ama
elini de çabuk tut. Son bir şey daha… Trafiğin soldan aktığını unutma. Başına bir iş gelsin
istemiyorum.”
Deniz onun her söylediğini anladığını gösterecek şekilde kafasını sallıyor ama yine de
cevap veremiyordu.
Murat Deniz’e sarılıp “Sana güveniyorum.” diye fısıldadı ve odadan ayrıldı. O andan
sonra Deniz için zaman bir türlü geçmek bilmedi. Telefonunu önüne koyup kendisine bir
kahve yaptı. Odada gezindi, tekrar tekrar yanına aldıklarını kontrol etti, saçlarını açıp en az üç
defa tekrar topladı, elleri terliyor diye defalarca ellerini yıkadı, birkaç dakikada bir telefonunu
kontrol etti. Balkona çıkıp açık havada derin derin nefes aldı. Sonunda mesaj geldiğinde
Deniz üçüncü kahvesini içiyordu. Saat gece yarısını yeni geçmişti. -
Selenizm-Yaprak Saçlı Kadına
SELEN CUMHURİYETİ…
Yokluğunda soğuk ve beyaza bürünür Selen cumhuriyetim. Bugün günlerden sanırım çarşamba ama umurumda değil. Tanışma şeklimizi düşünüp duruyorum, şu anda bile peri masalı gibi sihirli hissettiriyor bana. Sen gördüğüm en güzel prensessin, bense sadece basit bir prens. Ama kim olursam olayım seni her zaman çok mutlu edebilirim, seni her gün çok gülümsetebilirim, seni hiç olmadığın kadar güvende tutabilirim. Güçsüz kollarımda sen benim en tatlı öpücüğümsün, sen benim bu dünyadaki ölümsüzlüğüm, bu karanlık evrende tatlı dünyamsın. Hiç durmadan dönüp duruyorsun küçük hafızamda, hiç durmadan öpüşüyoruz uzaktan, aynı anda ve aynı zamanda. Söz veriyorum, asla izin vermeyeceğim bu hayatın seni benden alıp gitmesine, ölümün bizi ayırmasına. Başka gezegenlere fırlatacağım bizi, asla ölmeyelim diyebilmek için. Sen benim en güzel mavim, sen benim en güzel güneşim, sen benim en güzel tuz kristalim, sen benim en sessiz ritmim, sen benim kalbimin içinde atan, bir ömür gülümseteceğim kadınsın. Ve seni yıldızlara uçuracağım. “Nereye?” diyeceksin. “Nerede mutlu yaşayacaksak oraya.” diyeceğim.
-
Babalar da Ağlar
Sadun Ak
Ürün Özellikleri
Basım Yılı:2020
Baskı:1
Sayfa Sayısı:140
Kağıt Türü:Kitap Kağıdı
Ebat:13,5 x 19,5
Dil:Türkçe
Cilt Durumu:Karton Kapak
ISBN:9786050634136 -
BUNU DA YAZ BİR KENARA
Sadun Ak
Ürün Özellikleri
Basım Yılı:2020
Baskı:1
Sayfa Sayısı:140
Kağıt Türü:Kitap Kağıdı
Ebat:13,5 x 19,5
Dil:Türkçe
Cilt Durumu:Karton KapakISBN:9786050634129
-
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN KENT EKONOMİSİNE KATKISI
Ürün Özellikleri- Basım Yılı:2020
- Baskı:1
- Sayfa Sayısı:128
- Kağıt Türü:1. Hamur
- Ebat:13,5 x 20
- Dil:Türkçe
- Cilt Durumu:Karton Kapak
- ISBN:6050634150
Barkod- 9786050634150
-
Neden İnanıyorum
Pek çok müslüman inanır; fakat neye inandığını, neden inandığını bilmez, kanıt aramaya dahi gerek duymaz. Oysa ki, insan yaratılışı gereğince araştırmak, sorgulamak ve inancına kanıt aramak zorundadır. Müslümanların çoğunun dogmatik olması, kanıta gerek duymaması ve en önemlisi neden inandıklarını bilmiyor olmaları sebebiyle bugün gençler arasında dinsizlik oldukça yayılmaya başladı. Bu yüzden her şeyden önce, bir yaratıcının varlığını ve Kur’an’ın o yaratıcıya ait bir kitap olduğunu neden kabul ettiğimizi bilmemiz ve kanıt bulmamız gerekiyor. Bu kitapta, yaratıcının varlığına dair kanıtlar, kur’an’ın yaratıcı sözü olduğuna dair kanıtlar, ateizm’in itirazları ve argümanları, kur’an’a yönelik bir takım eleştirilere cevaplar bulunmaktadır. Artık dogmatik olmayı bırakıp kanıta dayanarak inanmak zorundayız. Aksi halde var oluşunun asıl amacını unutarak ahiretini kaybetmiş bir nesil yayılmaya devam edecektir…
-
Yağmura Uçan Kelebek
HADİCE DEMİR
Bahar, altı çocuklu ailenin son çocuğuydu. On dört yaşına kadar kardeşleriyle ve köydeki arkadaşlarıyla diğer yaşıtları gibi hem okuyup, hem de çocukluğunun neşeli yıllarını sonsuza dek sürecekmişçesine, kaderine yazılan ağır yüklerden bihaber yaşıyordu. O gökkuşağına benzer rengârenk hayatını değiştiren, değiştirmek zorunda bırakılan, ani bastıran dolu yağmurlarından kaçamamıştı. Kadere yazılan yaşanmak zorundadır. Buluta yük olan yağmadan bahar gelmez. Fakat bu yağan yağmurlar Bahar’ı getiren değil, solduran dolular olmuştu. Sonunu düşünmeyen bir kahraman çocuk gelinin, hem kendine hem çocuklarına bahşettiği anneliğin hiçe sayılışının, kaçamadığı dolunun, kadınlık, insanlık gururunun, dalları gibi kırılışının ve sonuncusunu çatlamış elleriyle pamuklara ektiği filizin ona bir Kardelen olup, toprağın altında kalan soğancığıyla hayatındaki yaralara, iltihaplara son umut merhem oluşunun hikayesi.
-
Ölüm Meleği 2. Baskı
Melisa sesleri net duyuyordu Helen’in sağ olduğunu öğrenince çok sevindi. Adamlar Helen’i yanlarına alarak ormanın içinden ana yola doğru yürümeye başladılar. Karanlık ormanın diplerine kadar çökmüştü. Melisa hiç ses çıkarmadan yerinde duruyordu ve son kişi kalana kadar yerinden kalkmadı. Adamlar gözden kaybolunca yavaşça yerinden kalkarak kulübeye yanaştı önce etrafa bir göz attı sonra kulübeye yanaşıp içerde herhangi bir ses olup olmadığını öğrenmek için kulağını kulübenin tahtalarına dayadı ve bir süre içeriyi dinledi.